İstiklalin karmaşasından kurtulmuş sokağın sonundaki Panigia kilisesinin girişine sığınmış, sıcak bir cafe:
Kapıda bizi bu şirin sandalyeleri ile bir garson karşılıyor, içeri buyur ediliyoruz...
İçeri girerken vitrinde duran çeşit çeşit pastalara, birbirinden lezzetli görünen çikolatalara kendimizi kaptırmışız...
Çikolata kokuları içerisinde ufak merdivenleri çıkıp üst katta oturuyoruz. Tavan biraz alçak ama o da son derece sıcak bir hava katmış ortama. Her masada tazecik çiçekler, mis gibi kokuyorlar. İçeri girdiğiniz andan itibaren çalan Fransızca müzikler kendinizi Fransa’da küçük ve sevimli bir cafe’deymiş gibi hissetmenizi sağlıyor. Naneli,limonlu su ve çikolata drajeleriyle hemen ilgilenmeye başlıyorlar.
Menüleri harika, çikolata ile istediğiniz her şeye sahipler... Sıcak çikolatasını içtikten sonra başka bir yerde veya hazır sıcak çikolatalara el sürmeyeceğinizin garantisini veriyoruz. O kadar çok çeşidi varki hangisini içsek bilemedik ve sonunda klasik olanda karar kıldık.
Cam kasede gelen, elma, çilek ve muzun J’adore yapımı çikolata sos ve hafif çilek şurubuyla, bambaşka bir meyve salatası sadece buraya özgü. Bildiğimiz sınırlardan çıkmak için güzel bir seçenek...
Sevimli ismiyle Oh La La Beatrice... Pandispanya kek üzerine çilek ve muz dilimleri, bol çikolata sos ve en üstte krema bu güzelliğe eşlik etmekte. Kremanın tepesinde bulunan tek tane çilek ise, tabağa başlarken en can alıcı nokta...
Petit Fours ise 7 tane çikolata kaplı çilekle gelen bir tabak... Kendi yaptıkları enfes çikolatayı, kendilerine özel olarak gelen her mevsim tatlı olan çileklere bulayıp, dondurunca size sunulan lezzeti unutamayacaksınız... Unutmayın da!
Canım çok çekti.. J'adore tatlı yemek ve tatlı konuşmak için mükemmel biryer.
YanıtlaSilFotoğraflar harika görünüyor gerçekten.
YanıtlaSil